17 Ekim 2012 Çarşamba

Bloglararası ödül...

İzleyicisi 200'ün altında olan bloglar için bu ödül yöntemi keşfedilmiş. Sevgili Güneş AY bu ödülü bana uygun görmüş ben de 5 kişiye hediye ediyorum.

Sabah sabah Zambak Hücreleme Yöntemine göre eğitim seti yüzünden moralim bozulsa da bu ödül iyi geldi.
Şimdi sıra geldi ödül-ü iadeye. Sahiplerini bulalım ödüllerimizin.

1. ödül... Tabiki 10 parmağında 10 marifet atom karınca sevgili Güneş'e http://beneklidunyam.blogspot.com/
2. ödül... Doğal arkadaşım market düşmanı sevgili Tuba'ya http://annetubadannotlar.blogspot.com/
3. ödül... Anadolu Pedagojisinin sıkı takipçisi sevgili Gül-i Rana'ya http://anneyuregi.blogspot.com/
4. ödül... Montessori konusunda  imece bir çalışma olan http://montessoriegitimi.blogspot.com/
5. ödül... Ne yediğine dikkat eden sevgili Zeynep'e http://helalpazar.wordpress.com/

hayırlı uğurlu olsun :)

Jüri Özel Ödülü ise Anadolu Pedagojisi Yahoo mail grubunun blogu olan geleceğe kaynak niteliğinde http://anadolupedagojisi.wordpress.com/ ' a alkışlarla gitsin.

16 Ekim 2012 Salı

kafa dolu sinüslerde :((

Maalesef bugünlerde üzerinize afiyet biraz kırgınım. Öksürük, sinüzit... Onun dışında bir ev yaptırma telaşı sardı ki hiç keyfiyetli ve istekli değilim bu konuda. Daha 3 sene olmadı kendi evimize taşındık elh. ve ben ev dekorasyonuyla o kadar ilgilenmişim ki o 1 yıl nasıl geçti canım kızım, minik abla nasıl büyüdü bilemedim. Bu sefer hiiiç o kadar abartmayı düşünmüyorum. Aman dünya malı dünyada kalır benim değil ki onun zaten bir sahibi var niyetiyle yaklaşıyorum ya da yaklaşmaya çalışıyorum.

Küçük kızım minik kardeş, bu aralar öyle akla hayale gelmez şeyler yapıyor ki üüüüüüüüüüüf sormayın gitsin.
Misal : bugün tartıyı kırdı, banyo lavabosuna tırmanıp ordaki eşyalarla, ışıkla oynamaya bayılıyor. Kitaplığa tırmanıyor. Geçen gün merdivene çıkmış ve hooooop merdivenle birlikte ablasının üstüne düşmüş. Anlık hatamı affetmiyor. O merdiven orda durmamalıydı biliyorum ama arkamı dönmemle, arkamda bir dolap dönmesi bir oluyor. Mutfak masasını birbirine katıyor fırsatını bulur bulmaz. Ablasının her oyununu her dersini bozacak bir sabotaj düzenliyor. Maşallah dillendi de. biz ne dersek tekrar modunda.
Bak - Baç
Annemmmmmm - burayı bastırıyor
Bababababammm- ah pepe hep ondan öğrendi.


Büyük kızım, minik abla, dışardakiler zararlı evdekiler yararlı diye düşünüyor. Böyle düşünmesi daha iyi. Elh onunla ilgili büyük bir sıkıntımız yok. Uyumlu (bana göre) bir çocuk. Tek başına kesme, yapıştırma işlerini yapabiliyor. Okumayı yazmayı çok istiyor ama maalesef ben kendimi yeterli görmüyorum ve bir türlü cesaret edemiyorum. Ya yanlış birşey yaparsam diye. Geçen gün rakamları doğru yazamıyorum diye nerdeyse ağladı ağlayacaktı. Subhaneke ve İhlas suresini öğrendi. Bismilllahla su içmeyi, yudum yudum içip, sonunda elhamdülillah demeyi artık o bize tembihliyor.

Seviyorum ben bu emanetleri. Kimbilir ilerde kimler olacaklar. Her ne kadar geleceği merak etsem de daha çok geçmişi küçüklüklerini özlemle anıyorum.

8 Ağustos 2012 Çarşamba

RRRR sesi

MBU nun RRR leri bastıra bastıra söylemesi olarak tarihe geçsin bugün...

sıcak, tekne orucu, suuuuuuuuu....

bunalım Uzuuuuuuuun soluklar almayı seviyorum sanırım. Yine uzun zaman uğramadım bloguma. Hayat ama durmuyor. Akıyor... Kimi zaman üzülüyoruz, kimi zaman seviniyoruz, bazen yazıyoruz, bazen yazmıyoruz. Bu süre zarfında hayatımın U dönüşü noktasını geçiriyorum sanırım. DOĞALLAŞMA... Marketleri öcü gözüyle görmeye başladım. Doğal annelik, doğal yaşam, doğal, doğal, doğal zor zanaat vesselam. Bakalım başaracakmıyım. Bir artım var ama büyük şehirde değiliz en azından. O yönden içim biraz daha rahat.. Şimdi kısa bir özet geçecek olursak
MBU çok akıllandı uslandı (derken bazen olmadık şeyler yapıyor ama). Tam bir abla ama bariz beni kardeşinden kıskanıyor. Gerçi kardeşi de onu kıskanıyor. Kollarımı açıyorum. Yarışa koşuyorlar. Meraklı Minik dergisine Nisan ayından beridir üye olduk. Bayılıyor. Tahtalardan kule yapmayı seviyor. Yemesi de elh. daha bir düzenli. Boyu uzadı sanki bu aralar. Her işimde yardım ediyor bana artık. Bazen bulaşık süngerini alıp "Ben bulaşık yıkayacağım" diyerek geçiyor lavabonun başına. Tabi sonrası seyirlik. 30'a kadar güzel sayıyor ama sonra otuz, otuzelli, kırkbeş (burda r leri çok tatlı ve güzel söylüyor. Ramazan kitabı var çok sevdi. İftara 1-2 saat kala küçük oruç, tekne orucu tutmaya başlıyor. Ve ezan okunana kadar birşey yemiyor maaşallah. Böyle böyle iradesi gelişecek tabiki. Resimler yapıp dış kapının içine dışına heryerine yapıştırıyor. Her işini tek başına halledebiliyor. Üç tekerlekli bisikletini çok güzel kullanabiliyor.
ASU akıllı bıdık. Küçük olmanın avantajını hep yaşıyor tabiiki. Kavun yemeyi çok seviyor. Ama yedikten sonra adam akıllı bir temizlik gerektiriyor. Boş bulduğu an sandalye oradan masanın tepesine artık orda ne varsa hallediyor. 2 aydır nerdeyse çok güzel anlamlı ve bilerek kelimeler kullanıyor. Anne(M), Baba, Abla, Dede, Ayje, Düştü, Aç, Ju-Cu(su), Süt, Emmi-Emme(Ekmek), Meme, At bunları güzel söylüyor. Resmen bağırmayı seviyor. Zevkine bağırıyor. Ablasının bisikletine ters düz binip sonunda bir güzel düşüyor. Namaz kılmanın ne demek olduğunu biliyor. Ve "Ben namaz kılayım" dediğimde benden önce salona koşup namaz kılma hareketleri yapıyor. Ellerini açıp amiii diyor. Yasin kitabını alıp okuyup "Ami" diyor. Terlik giyme hastası içerde dışarda, heryerde ne bulursa giymeye, giyemezse (özellikle kapının önünde) eline alıp terlikleri kaçmaya başlıyor hem de yalınayak.. 1 kase, 1 tabak, 2 fincanımı kırdı minik fare. Köpeklere "hav" deyip hemen ellemek istiyor çok seviyor. Hala 9 kilocuk. Göz kırparken çok güzel oldum sanıp çoook çirkin oluyor. Kitap okur gibi yapmaya bayılıyor. Ben ise anlatacak çok şeyim varken hiçbir şeyim yok. Yapacak çok işim varken hiçbir şey yapmıyorum. Günler birbirini atlı gibi kovalarken ben arkasından ööööööyle izliyorum. Tembelim... Uyuşuğum... Üzgünüm...

5 Haziran 2012 Salı

istanbuul

Diğer postumu yayınlamayı o kadar unutmuşum ki benden 5 kilo daha gitmiş o kadar yani. Toplamda 10 kilo vererek 58,3 üm. Mutluyum...Sevinçliyim...Meraklıyım. Merak neden derseniz; çünkü merak ediyorum 50 kiloya inince belki de 48 nasıl olacağım. Eski bedenim geri gelecek mi? Neyse işin özü ufak ufak yaptığım kaçamaklarla devam diyete. Yakında kardeşimin düğünü var. 26 Haziran da... Çok az kaldı yani. Burda kına gecesi. Düğün Çanakkale'de olacak. Ve ben İSTANBUL'a gidiyorum. İçim kıpır kıpır. Anılarla dolu şehre gidiyorum. Her bir karesine hüzünle bakacağım (çok özledim çooook) anılarımın depreşeceği, özlem duyduğum şehir. Hey gidi goca istanbul bekle beni ben geliyorum. Her bir yerini gezip her yerinin kokusunu ayrı ayrı içime çekeceğim. Sahi bu aralar neler var İstanbul'umda erguvanlar açtımı? MB kızım, canım, kanım... herşeyim. Senin ilk çocuk olman sevgiye belki tek başına doyman adına çok iyiydi fakat okul bazında öyle olmadı. 4+4+4 sistemine geçilecek olması herşeyi alt üst etti. Okul için taşınacaktık vazgeçtik. Hayırlısı yavrum. Geçenlerde bir şarkı söylüyordun "Ötme bülbül... Ötme bülbüüüüül ağzın yorulur" yerim senin o ağzını. Saçlarını yine kısalttım. 15,6 kilosun. Maaşallah güzel yemek yiyorsun çünkü artık hiiiç ısrar etmiyorum. AS yavrusu...cimcimelerin kralı, şşşşş dediğimde şssşssy diyen ağzını yerim senin. Akıl küpü. Sütü hazırlayıp yat dediğimde yerde yatan yastığa güüüp diye yatıp yan yan bakışın öldürüyo beni. Dön yavrum öyle içilmez dememi bekliyorsun. Yarım ağız gülerek. Geceleri birlikte yatıyoruz. Geçenlerde aşıya gittik yine birazcık canın yandı. Su isteyince hemen oturuyorsun. Alıştın şimdiden oturarak su içmeye. Elektrik süpürgesine bayılıyorsun. Kendi kendine yemek yemek istiyorsun. Hala 9 kilocuksun. Miniminnacıksın tatlı şey.

aç anne, gezenti abla, atom karınca kardeş

Açım dediğime bakmayın canım. Diyetteyim. 1 aydır hem de. Doğum kilolarımı değil de doğum sonrası kilolarımı vermekle meşgulüm. 5 kilo verdim. 10 kilo daha verirsem tamamdır. Yaza yani kardeşimin düğününe kadar inşallah istediğim kilomda olurum. Bi ev hanımlığı kursu açılsa ilk öğrencisi ben olurum herhalde bu kadınlar evde nasıl yetiştiriyorlar işleri hayret birşey. Benim ki yetişmiyor. Evi süpürme işini iki günde ancak bitirebiliyorum. Çamaşır, bulaşık ooo çok iş çok...İnsan hergün yemek yer mi yaaa? Bir düşünür bu yemek nasıl yapılacak, bu bulaşıklara ne olacak, aaff zor valaa hele açken başkalarını doyurmak hepten zor. Bu arada mezun olduğumu söylemişmiydim ikinci üniversitemden söylemiştim sanırım dimi :) MBU _Çilekli pudin yapalım mı? soruma karşılık _Sen yavaş yavaş güzel anne olmaya başlıyosun... _!!!! diye karşılık veren kişilik. Cipsi demeyi küfür zanneden kişilik. Benimle beraber plates yapan kişilik. Balkondan bakınca aşağıdakilerin yanında olmayı isteyen kişilik. Komşuları teker teker gezmeden eve gelmeyen kişilik. Eve her gelene _Sen bizde kal, biz sana yatak yaparız diyen kişilik. Hala mehay etme diyor. Evcilik kurmayı seviyor. Yuplarıyla güzel vakit geçiriyor. Okula gitmek için can atıyor. Abdest kılayım diyor. Hala çekingen, soğuk ilk karşılaştığı mekanda. Hafızası kuvvetli maaşalah. Sayıları öğrendi. Neyin ne olduğunu biliyor. Numaraları söylediğimde telefon edebiliyor. 26 ya kadar sayabiliyor. ASU Sabah 7,5-8 gibi uyanıyor. Ben yürüyüşten ancak gelmiş oluyorum. Yeme içmeyle pek derdi yok. Mama, meme, baba, anne, annnennne, dede, vuuu(su), tuu(otur), beybi, ay ay ay diyor. Pıtır pıtır yürüyor maaşallah. 2 gün önce de 1 yaşını doldurdu. Ablası sabah kaltığında _Ama anne ASU büyümemiş hala??!! deyip beni gülümsetti. 11 aylıktan 1 yaşına gelince büyüycek zannetti hemen herhalde. Ben plates yapmaya başlayım hemen o da benim üstüme çıkıyor. Artık mamasını kendisi tutabiliyor. Yavaş yavaş normal süte geçmeyi planlıyoruz. Bu ara çok sık pişik oluyor. Dışarıya tabiki bayılıyor. Oturandansa ayaktakini tercih ediyor. Karıncaları izlemeye bayılıyor. Parmak uçlarına çıkıp aşağıdakilere laf atıp duruyor.

12 Mart 2012 Pazartesi

anneanneanne nan nan nan nan mam mam mam

Annem ve babamın dönmesine az bir zaman kaldı 1 günden bile daha az. Zaman ne çabuk geçti. Geçen de Ömür Dediğin programında yaşlı bir çift vardı. Yaşlı kadın sanki hiç yaşamamış gibiyim diyordu. Yaş olmuş 79. Ben bile bu yaşıma nasıl geldim anlayabilmiş değilim. Annem babam gittikçe yaşlanmışlar. Sanki benden habersiz oluvermiş herşey gibi.Sevgili eşimin dönmesine 8 gün var. Bugün Nur Dağı'na çıkarken aradı soluk soluğa. Güzeller güzeli Peygamber efendimiz(sav) nasıl çıkıyormuş oraları acaba merdiven bile yokken. İnşallah bizlere de nasip olur birgün oraya çıkmak.

MBU bu günlerde pek mutlu 10 Mart itibariyle 4 yaşını doldurdu. Artık hergün "Anne ben büyüdüm dimi. Anne ben 4 yaşındayım dimi" diye sorup duruyor. Bi tane ev pastası yaptık ona. Klasik anne pastası çok hoşuna gitti. Ona mini yup aldım acaip mutlu. Öğrenmeye çok hevesli. Bir de mini mutfak önlüğü ve kepi diktirdim. Artık mutfakta bir numaralı yardımcım o benim. Canım dün bulaşık yıkadı. Yumurtayı çok güzel kırabiliyor. Sabah 6,30 da kalkıyor. Anne hadi kahvaltı yapalım diye başımda bekliyor. ASU hala uyanmamış oluyor. Onu bekliyoruz. Sonra kahvaltı sofrasındayken "Ayy yüzümü yıkamayı unuttum" deyip gidip yüzünü yıkıyor. Duha Suresinin ilk 4 ayetini ezberledi. Kendi kendine çok rahat bir şekilde üstünü giyip çıkarabiliyor. Düğme düğmele işinde biraz daha uzmanlaşması lazım tabi. Çok güzel resimler yapıyor (Bay Becerikli sağolsun)Dün balık çizmiş baloncuk çıkaran. Her tarafını da boyamış ki bu suda olduğunu ifade ediyor ;) Bayılıyorum hayal dünyasına.




ASU miniğim, üzmüyor beni Elhamdülillah. Bıdıl bıdıl yürüyor. Yan yan gidiyor yürürken. Onun dünyası da bambaşka. Abla figüriyle başa çıkmaya çalışıyor. Sürekli birşeyler öğrenmek zorunda. Ama hiç şikayet etmiyor. Bu aralar bir de diş geliyor üst sağ. Bugün diş etini delmiş ama diş görünmüyor hala. Yarın umutla bekliyorum. Veeeee dün yani ablasının doğum gününde anne dedi. MBU tam 14 aylıkken ben çalışmaya başlayınca söylemişti. ASU henüz 11 ayındayken söyleyince bi garip oldum. Vel hasılı çocuklarla hayat başka güzel. Allah ayırmasın bizleri. Sağlıkla sıhhatle inşallah. Bakın dişim çıkıyor ama çok acı veriyor :(

6 Mart 2012 Salı

insan kuş misali

Sevgili esim su anda kutsal topraklarda. 15 gün yok. Dün burdaydı. Bugün orda. Bir kuş gibi değil mi? Sağsalim kavuşmayı diliyorum.



MBU'da büyük değişimler var yavaş yavaş artık neyin ne olduğunu bilemilmeye başladı. Eeee 4 gün sonra 4 yaşına giriyor. Büyüsün artık dimi. Ah yavrum keşke keşke keşke (keşkeler çare değil ama) seni büyütürken daha Anadolu Pedagojisini bilip uygulayabilseymişim. Ama hiçbir şey için geç değil. Montessori materyalleri arıyorum. duyurulur.

ASU yürüyor. Ey ahaliiii ASU yürüyor. 10 aylık olmasına 10 gün kala attı ilk adımını. Şimdi daha da geliştirdi maaşallah. Alttan iki diş var üst iki diş te iyice kabarmış. 8,9 kg. Çok hareketli ve tam bir şebek, ciberük, çirkin yaaa çirkin işte.

20 Şubat 2012 Pazartesi

ayrılık

Annem ve babam bugün kutsal topraklara yolcular inşallah.
Kısa süreli bir ayrılık. Allah bizlere de nasip eder inşallah.

MBU için montessori kartları hazırlamak ya da hazırını almak istiyorum.
Aslında benim amacım Kur-an Elif Ba'sı öğretmek.
Ama hiçbiryerde rastlamadım Arapça Montessori Eğitimi
yabancı birkaç blogda var yaparsam ilk olma ihtimalim var

ASU yürüme çalışmalarında ilk çoklu adımını 16-02-2012 de at(mış)
bir iki adım atarken teyzesi şahit olmuş
1-2 saat yanından ayrılmamı fırsat bildi sanırım şimdi çat pat yürüyor
ama o pat kısmı biraz sesli oluyor

Yakında bir sürprizle inşallah

19 Ocak 2012 Perşembe

bırrrrrrrr

Pazar günü kar yağdı. Çocuklar gibi şendik. Kartopu oynadık, kardanadam yaptık, havucumuzu taktık. O günden beridir ilk kez bu akşam dışarı çıktık. Aman Ya Rabbim! O ne soğuk öyle. Ağzım, yüzüm, burnum buz tuttu. Arabanın camları donmuştu, ön cam hiç gözükmüyordu. Yolları göremeden gittik geldik çok şükür kısa mesafeydi. -6 dereceydi. Rabbim dışarda kalan insan ve hayvanlara Sen yardım et. Evimiz sıcacık soğuk nedir bilmiyoruz. Bunun şükrünü ne kadar eda etsek azdır. Yetmez. Dışarda millet soğuktan donarken, içerde kısa kollu ile oturmanın yükü ağır.

Asıl önemlisi bu buz tutmuş kalplerimize sen şifa ver ya Allah.