bunalım
Uzuuuuuuuun soluklar almayı seviyorum sanırım. Yine uzun zaman uğramadım bloguma. Hayat ama durmuyor. Akıyor... Kimi zaman üzülüyoruz, kimi zaman seviniyoruz, bazen yazıyoruz, bazen yazmıyoruz. Bu süre zarfında hayatımın U dönüşü noktasını geçiriyorum sanırım. DOĞALLAŞMA... Marketleri öcü gözüyle görmeye başladım. Doğal annelik, doğal yaşam, doğal, doğal, doğal zor zanaat vesselam. Bakalım başaracakmıyım. Bir artım var ama büyük şehirde değiliz en azından. O yönden içim biraz daha rahat.. Şimdi kısa bir özet geçecek olursak
MBU çok akıllandı uslandı (derken bazen olmadık şeyler yapıyor ama). Tam bir abla ama bariz beni kardeşinden kıskanıyor. Gerçi kardeşi de onu kıskanıyor. Kollarımı açıyorum. Yarışa koşuyorlar. Meraklı Minik dergisine Nisan ayından beridir üye olduk. Bayılıyor. Tahtalardan kule yapmayı seviyor. Yemesi de elh. daha bir düzenli. Boyu uzadı sanki bu aralar. Her işimde yardım ediyor bana artık. Bazen bulaşık süngerini alıp "Ben bulaşık yıkayacağım" diyerek geçiyor lavabonun başına. Tabi sonrası seyirlik. 30'a kadar güzel sayıyor ama sonra otuz, otuzelli, kırkbeş (burda r leri çok tatlı ve güzel söylüyor. Ramazan kitabı var çok sevdi. İftara 1-2 saat kala küçük oruç, tekne orucu tutmaya başlıyor. Ve ezan okunana kadar birşey yemiyor maaşallah. Böyle böyle iradesi gelişecek tabiki. Resimler yapıp dış kapının içine dışına heryerine yapıştırıyor. Her işini tek başına halledebiliyor. Üç tekerlekli bisikletini çok güzel kullanabiliyor.
ASU akıllı bıdık. Küçük olmanın avantajını hep yaşıyor tabiiki. Kavun yemeyi çok seviyor. Ama yedikten sonra adam akıllı bir temizlik gerektiriyor. Boş bulduğu an sandalye oradan masanın tepesine artık orda ne varsa hallediyor. 2 aydır nerdeyse çok güzel anlamlı ve bilerek kelimeler kullanıyor. Anne(M), Baba, Abla, Dede, Ayje, Düştü, Aç, Ju-Cu(su), Süt, Emmi-Emme(Ekmek), Meme, At bunları güzel söylüyor. Resmen bağırmayı seviyor. Zevkine bağırıyor. Ablasının bisikletine ters düz binip sonunda bir güzel düşüyor. Namaz kılmanın ne demek olduğunu biliyor. Ve "Ben namaz kılayım" dediğimde benden önce salona koşup namaz kılma hareketleri yapıyor. Ellerini açıp amiii diyor. Yasin kitabını alıp okuyup "Ami" diyor. Terlik giyme hastası içerde dışarda, heryerde ne bulursa giymeye, giyemezse (özellikle kapının önünde) eline alıp terlikleri kaçmaya başlıyor hem de yalınayak.. 1 kase, 1 tabak, 2 fincanımı kırdı minik fare. Köpeklere "hav" deyip hemen ellemek istiyor çok seviyor. Hala 9 kilocuk. Göz kırparken çok güzel oldum sanıp çoook çirkin oluyor. Kitap okur gibi yapmaya bayılıyor. Ben ise anlatacak çok şeyim varken hiçbir şeyim yok. Yapacak çok işim varken hiçbir şey yapmıyorum. Günler birbirini atlı gibi kovalarken ben arkasından ööööööyle izliyorum. Tembelim... Uyuşuğum... Üzgünüm...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder